Rana Sarro yazdı…. ✍️
Adı ‘Acil Durum Hastanesi’ ama bir ambulansı yok, yoğun bakımı yok, solunum cihazı yok!
O hastanede hastaya müdahalede yetersiz kalındığı aşikar!
Bilindiği gibi Acil Durum Hastanesi Yenidoğan ünitesinde, yeni doğmuş bebeklere yanlışlıkla su yerine alkol verildi solunum cihazı da arızalıydı, bir bebek öldü. Ama bebeğin solunum cihazı kaynaklı öldüğünden şüphe ediliyor. Cihazın patladığı söylentileri vardı. Öteki bebekler ise şans eseri yaşadı.
Yine Acil Durum Hastanesi’nde yanlışlıkla başkasının antibiyotiği salınmış, kadının aşırı antibiyotik hassasiyeti olduğu bilinmesine rağmen. Ve genç kadın antibiyotik allerjisi yaşamış, nefes alamıyormuş, ama solunum cihazı bulunamıyordu.
Her ikisinde de aile farketmese, ani ve gayri tabii ölüm diye kayıtlara geçecekti.
Velev ki son olayda, hemşirenin dediği gibi, o vakitte antibiyotik salmamış olsa dahi ve serum tedavisi yapılıyor olsa dahi sonuçta hasta fenalaşıyor ve o hastanede solunum cihazı bulunamıyor, yoğun bakım ünitesi de yok. Hasta nefes alamıyor ama o hastanede hastaya müdahalede yetersiz kalındığı aşikar!
Aşırı antibiyotik hassasiyeti olan bir hasta fenalaşıyor ve ilk nazarda oksijen cihazı bulunamıyor.
Sonra bulunup entübe ediliyor. Nalbantoğlu’na sevkedilecek. Çünkü Acil Durum Hastanesi’nde yoğun bakım da yok.
Ve Nalbantoğlu’ndan Acil Durum Hastanesi’ne ambulans geç geliyor.
Öncelikle Acil Durum Hastanesi belli ki laçka, berbat, darmadağın bir yerdir.
Acil Durum Hastanesi, yoğun bakımı olmadığı için, doğru düzgün araç gereç bulunmadığı için, sistem olmadığı için, Nalbantoğlu’ndan ambulansın da oraya acil vakanın sevkinde geç ulaşması nedeniyle derhal KAPATIN O SÖZDE HASTANEYİ!
Son vakada Hemşireler Birliği Başkanı’nın bana söylediklerine göre, hasta entübe edilip ambulansa verildiğinde kalbi henüz durmamıştı.
Ama Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nden Acil Durum Hastanesi’ne ambulans gidip hastayı alması uzun sürmüş!
Orada konuşlanmış ambulans hizmeti de yok.
“Hasta entübe edilip ambulansa verildiğinde hastanın kalbi ve solunumu durmamıştı. Orada entübe edildi, genel durumu bozuldu, solunumu yavaşladı. Yeterince oksijen sağlanamadı, ondan sonra entübe edildi, oksijen desteği sağlanmaya başlandı. Ama hastanın kalbi durmadı” diyor.
“Peki hastanın kalbi nerde durdu?” diye soruyorum.
“Onu bilmem o noktadan sonra ambulans aldı Nalbantoğlu Yoğun Bakıma götürdü” diyor.
Hal böyle olunca, Acil Durum Hastanesi’nde etkin bir ambulans desteğinin olmayışı ya da ambulans konuşlandırılamaması veya bir yoğun bakım olmadığı göze çarpıyor.
Hemşireler Birliği Başkanı Ali Özgöçmen, “Acil Durum Hastanesi’ndeki kliniklerin orada olup olmaması gerektiği sorgulanmalı. Açılacağı zaman Hemşireler Sendikası ve Tıp-İş, o hastanede insanların ölebileceğini savunmuştu. Çünkü oranın yoğun bakıma uzak olmasının büyük bir dezavantaj olduğu üzerinde durulmuştu” diyor.
Son ölüm vakasında ise ailenin ambulansın Acil Durum Hastanesi’ne geç geldiği yönünde bir serzenişi var.
Zaten bu konuda hekimler de hemşire örgütleri de Nalbantoğlu’nun dışında Acil Durum Hastanesi olmasının doğru olmadığını savunmuşlardı.
Bu tekrardan gündeme gelip sorgulanmalı.