"Mahmut Özçınar’ın gerçek yüzünü görün" - Evrensel KıbrısEvrensel Kıbrıs

12 Ekim 2024 - 06:51

“Mahmut Özçınar’ın gerçek yüzünü görün”

Son Güncelleme :

11 Kasım 2022 - 17:46

532 views
“Mahmut Özçınar’ın gerçek yüzünü görün”

Rana Sarro yazdı…

Deneyimli gazeteci Levent Özadam geçtiğimiz günlerde mesaj köşesinde, “Sayın Mahmut Özçınar, yıpranmış bir belediye başkanı olarak yakın çevreniz bile keşke bir kez daha aday olmasa diye konuşmaya başladı. Artık ok yaydan çıktı ama keşke artık yerel yönetimlerde genç ve enerjik isimler daha ön planda tutulsaydı” dedi.

Ben de birçok yerden bu tür söylentiler duydum… “Özçınar aday olmuyormuş” veya “Özçınar çok yıprandı artık evinde otursun” şeklinde.

Zira Ulusal Birlik Partili Cengiz Uzun da belediye başkanlığına aday olduğunu açıklamıştı bir süre önce. Demek ki partilisi bile Özçınar’ı yok saymış.

Yetersiz görmüş, kötü, işe yaramaz ve/veya yıpranmış, icraat yapmayan ya da doğru işler yapamayan  olarak görmüş ki belediye başkanlığına aday olmak istemiş.

Fakat UBP Mahmut Özçınar’ı aday göstermemeyi ya da ön seçim yapmayı göze alamamış. Ön seçim yapsa Cengiz Uzun seçilecek çünkü biliyorlar.

Uzun, önceleri “Kararlıyım” deyip durdu sonra halka hiçbir açıklama yapma gereği duymadan çekildiğini duyurdu ve yerine oturdu.

Gelelim Levent abimizin köşesinde yazdığı mesaja…

Mahmut Özçınar yıpranmış mı?

Bana göre hayli yıpranmış duruyor. Tek korkum Güzelyurtlu’nun da bildiği belli ve bilinen bir kesimin oyunu satın alması. Yaparlar çünkü yapmadıkları iş değil yani. Geçmiş seçimde Osman Bican’ı 100 oyla geçip belediye başkanı oldu. Son gece Özçınar’ın oy satın aldığı söyleniyor Güzelyurt’ta herkes tarafından.

Onun dışında 38 yıldır Güzelyurt’ta yaşamış, 15 yıl Güzelyurt’ta gazetecilik yapmış son birkaç yıldır bölgemde hayır işi faaliyetleri sürdüren birisi olarak gözlemlerini ve dernek başkanı olarak yakından istişare ettiğim bu mevcut belediye yöneticilerini anlatayım size.

İletişim kurmaktan dahi aciz olduklarını Güzelyurt’ta sanırım bilmeyen yok.

Durup sizinle mantıklı iki cümle kuramıyorlar. Sizinle sağlıklı ve mantıklı bir sohbet gerçekleştirmekten acizler. Diyalog sıfır, empati yok, mantık hiç, öngörüsüz ve sığ görüşlü insanlar….

Ve son 24 yıldır bu insanlar yönetiyor koskoca Güzelyurt’umuzu.

Reşat Kansoy’un da dediği gibi Güzelyurt’umuzdan göç üstüne göç… İnsan kalmadı. Çünkü nice görgülü, bilgili, kendini geliştirmiş, tahsilli ve çağdaş insanları bu cahil, sığ görüşlü insanlar yönetiyor.

Çünkü mevcut yönetim Güzelyurt ve köylerinin çöpünü aldığında, çiçek ve ağaç ektiğinde, çevre düzenlemesi yaptığında belediyecilik görevini yaptı sanıyor.

Şehir merkezinden aranıyorlar, “gelin da bir köpek var ölü” diyerek. Ekipler gidiyor ölü köpeği almaya. Köpeğin yaşadığını fakat can çekiştiğini görüyorlar ve orada o halde bırakıp kaçıyorlar, henüz daha ölmediği için almıyorlar.

Daha ne diyeyim size sevgili okuyucular, sevgili arkadaşlar…

Yıllardır sokaklarda canlılar can çekişiyor, kene pire yüklü yaşamaya çalışıyor. Sokaklarda açlıkla boğuşuyor. Hiçbir politika olmadığı gibi bir kısırlaştırma politikası da olmayan belediye yöneticileri seçime kadar durumu idare etmeye çalışıyor.

İnsanlar arayıp şikayet edince bazı kimsesiz köpekleri toplatıp Allah bilir nereye atılıyor, ölüme!

Bazıları ile ilgili arayan insanlara “yakında barınak kuruyoruz” yalanlarını söylüyorlar.

Bazı arayan insanları hiç dikkate almıyorlar bazılarını de geçiştiriyorlar.

Durumu öylelikle tam 24 yıldır idare ediyorlar.

Kimsesiz hayvanlar da sokaklarda, yollarda, köylerde, mahallelerde yaşam mücadelesi veriyor. Belediye tarafından dağ başlarına terkedilenler de açlıkla, susuzlukla yaşam mücadelesi veriyorlar ve sonunda açlıktan ölüyorlar.

Bilindiği gibi Güzelyurt ilçesinin başlıca sorunu sahipsiz yani kimsesiz (sokak) köpeklerdir.

Ve 24 yıldır saltanat döneminde Mahmut Özçınar bu sokak hayvanlarının sorununu ve de sokak hayvanları sorununu adeta görmezden geldi.

İnsanların ağıllarına girdi kimsesiz köpekler, hayvanlarını parçaladı belediye “sin da gülle geçsin” dedi. İnsanların kümeslerine girdi sokak köpekleri, 24 yıllık belediye duymadı, görmedi, bilmedi, sorumluluk üstlenmedi.

Hayvan Refahı Yasası geçti 2013 yılında. Bu mevcut yasa belediyeye görev verdi bu sokak köpekleri ile ilgili. Bizim 24 yıldır saltanat süren, belediyeyi babalarını çiftliği gibi hisseden belediye yöneticileri yine tınlamadı yasayı da.

Görmez, duymaz, bilmezi oynadılar yıllardır.

İnsanlar festival alanında gidip şikayet ediyor kendisine mahallelerindeki sokak köpeklerini. O da insanları zefliyor, 3 aya kadar hepsini toplayacağız diyor.

Şaka gibi!

Çünkü 3 aya kadar zaten seçim çoktan bitmiş olacaktı. O konuşma sırasında henüz seçim bir ay ertelenmemişti.

Durum böyle yani.

İçler acısı ve tiyatro sahnesi.

Güzelyurt’un en büyük sorununu 24 yıl görmezden gelen Mahmut Özçınar ve ekibi, Güzelyurtlu’nun vergileriyle bir bina kaldırdı. Adını da “Hayvan Rehabilitasyon Merkezi” koydu. O bina yıllardır atıl duruyor.

Neden mi?

Çünkü hayvanları önemsedikleri filan yok. O binayı bugünkü seçim için yalandan, kandırma olarak yaptırdılar.

Ne bir veterineri var, ne bir hayvan bakıcısı var, ne hayvanlarla ilgilenecek işçisi var, ne de oranın bir personeli var ve bugünlerde Güzelyurt Halkını kandırma operasyonu yapmaya hazırlanıyorlar.

İçerisine halkın vergileriyle masa, sandalye, mobilya ve eşya doldurulan bina hiçbir amaca hizmet edecek durumda değil iken, bu haftalarda açılışı yapılmaya hazırlanılıyor.

Hayvan Rehabilitasyon Merkezi açılıyor fakat kızgınlığa giren hayvanlar gebe kalıyor, belediyenin bu yerinde kısırlaştırılamıyor. Bugünlerde yalandan açılışı yapılacak olan Rehabilitasyon Merkezi binası var ama sokaklarda araçların çarptığı kedi ve köpekler oraya tedaviye götürülemiyor.

Sözde orada atıl durumda kilitli duran Rehabilitasyon ve Kısırlaştırma Merkezi var fakat hiçbir hayvanınızı götürüp bir iğne dahi yaptıramıyorsunuz.

Ama Güzelyurt’un her yanını çiçek ekmiş, süslemiş neyleyim.

Şehrinde canlılar can çekişiyorken ben o güzellikleri görebilir miyim?

Mevcut yönetim çağdaş belediyecilik anlayışından ve zihniyetinden çok uzak, çünkü cahiller.

Bakın söylüyorum. Bugün veya yarın belediye yöneticilerinin karşılarına gidin ve iki çift laf etmeyi, bölgenin sorunlarını konuşmayı ya da siyaset tartışmayı deneyin bir. Eğer ki sizinle iki çift mantıklı ve aklıselim bir konuşma gerçekleştirebilirlerse lütfen bana deyin ki “sen yalan söylüyorsun”!

Yerel yönetimler partizanlıkla yürütülmemeli.

Osman Bican iyi, temiz, dürüst, merhametli, vicdanlı, güvenilir, sempatik ve babacan bir beyefendi olmasaydı şayet, CTP’liler de ona oy vermesinler körü körüne derdim.

Körü körüne oy verilmemeli.

Çocuklarınız iş sahası, sosyal aktivite sahası olmaması nedeniyle bölgeden çekip çekip kaçarken, UBP’li olsanız da üzülürsünüz, olmasanız da.

Narenciye bölgesi bir ilçede, festival alanlarında dahi portakal suyu satılmazken, bandabulyada in cin top oynarken, bandabulyanın içine yaptırdığı ofisleri ya beleş fiyata belediye meclis üyelerine peşkeş çekip, ofis açmak isteyen bölgeli gençler de işsiz kahrolurken, Mahmut Özçınar neredeydi bunca yıl?

UBP’li arkadaşlara da soruyorum… Sizin çocuklara da verdi mi belediye bandabulyada bir ofiscik?

Zira hatırlayacaksınız dönemin belediye müdürü Süleyman Aldağ’ın küçük oğluna sözde fakir fukara ve esnaf için yaptırdığı bandabulyadaki ofislerden verip orada hamburger dükkânı açmasını sağlamıştı.

Bandabulyanın içindeki tüm ofisleri belediye meclis üyelerine verdiler. Sözde gençlere ucuz kirayla kiralanmak ve iş sahibi yapılmak için yapılmışlardı.

Soruyorum… Sizin işsiz olan çocuklara da verildi mi kirası aylık yalnızca 200 Türk Lirası olan o ofis dükkânlardan? Verilmemişse ve çocuklarınızın, torunlarınızın istikbali bu bölgede yoksa o zaman partizanlığı bırakacaksınız.

Ama Türkay Tokel’in damadı ve Ali Pilli’nin akrabası olan Reşat Kansoy’a verirsiniz ama Osman Bican’a verirsiniz oyunuzu hiç fark etmez.

24 yıldır Güzelyurt ilçesini mahalle gibi yöneten 24 yıllık saltanatın padişahına vermeyin yeter ki. Değişim artık şart. Dönün ve bir bakın Güzelyurt’un haline. İş sahası mı var? Çağdaş bir belediyecilik hizmeti mi var? Sorununuzu en son ne zaman belediye başkanı ile oturup konuşabildiniz?

Yalnızca çiçek ekilen, yolların süpürülmesinden ibaret olan  ve bazı köylerinde 30 yıldır suların hep kesildiği Güzelyurt’un, artık gelişmesini, çağdaş yönetilmesini istemelisiniz. Bu sizin gelecek nesillere ve evlatlarınıza olan insanlık borcunuzdur.

İki kelimeyi bir araya getirip sizinle mantıklı sohbet edemeyen, sorunlarınızı şikayetlerinizi aktarmak istediğinizde sizinle istişare etmekten, diyalog kurmaktan, iletişim kurmaktan aciz, çağdaşlıktan uzak cahillerin cüheylaların ilçemizi bir 5 yıl daha yönetmesine izin vermemelisiniz.

Gelelim Levent Özadam’ın da yazısında bahsettiği o yıpranma konusuna… Özçınar neden mi yıprandı?

Az önce bahsettiğim konulardan… Sığ görüşlü ve halka karşı takındığı cahil davranışlarından yıprandı.

Yüzlerce Güzelyurtludan duyduğum şikâyet… “Çiçek ekiyorlar ama insana insanca muamele yapmıyorlar. Belediyeyi babalarının çiftliği gibi yönetiyorlar” şeklinde oluyor hep.

Yani insanlara nasıl konuşacağını, nasıl davranacağını bilmediği için yıprandı.

İnsanları aşağılayıcı, azarlayıcı bir diyalog kurduğu ve çözüm odaklı olmak yerine yıkıcı ve kalp kırıcı tavırlar sergilediği için halkın sempatisini yitirdi.

Yanına giden vatandaşa babacan tavır sergilemediği söyleniyor örneğin… Bir belediye reisi gibi değil de mahalleli gibi durup laf dalaşına giriyor tartışıyor vatandaşlarla.

Vatandaşın şikâyetini dinlerken çözüm odaklı ve pozitif tavırlar sergilemiyor. İnsanlar mahallelerindeki köpeklerle ilgili derdini anlatamaya gidiyor, “napayım yahu ama zehirle gendilerini” diye yanıt alıyor bir belediye başkanından. Bunlar Mahmut Özçınar’dan soğuttu, bıktırdı, usandırdı. Ve “artık yavaş yavaş mahalleye” dedirtti.

29 Ekim 1957 doğumlu. 65’ini doldurdu. Bu yaştan sonra da değişmesini beklemek aptallık olur.

En iyisi hade mahalleye!

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.