“Toplumcu Demokrasi Partisi’nde kurultayın yaklaşması ile birlikte başkanlık için adaylar belli olmaya başladı…” diye bir haber okudum.
Toplumcu Demokrasi Partisi eski Milletvekili Zeki Çeler de, yaklaşan TDP kurultayında aday olup olmayacağı sorusu üzerine “Şartlar oluşursa konuşulabilir” yanıtını vermiş…
TDP’de Zeki Çeler bir dönem çok favoriydi ve revaçtaydı. Fakat günümüzde Zeki Çeler o parlaklığını sanki ünlü ve başarılı hukukçu, sevilen ve memleketine adeta aşık olan Avukat Ayşe Öztabay’a bıraktı.
Ülke siyasetine dair dikkat çeken yorumları, değerlendirmeleri, halkın sorunlarına pozitif ve Kıbrıs şivesiyle, içtenliği ve candan yaklaşımıyla TDP MYK üyesi Avukat Ayşe Öztabay, TDP’nin şu anki en parlak ismi konumunda.
Sosyal medyada da, olaylara ve olgulara, ülke sorunlarına TDP içindeki isimlerden en aktif olan isim kendisi. Avukatlığı da gayet başarılı.
Sosyal medyadaki aktif siyasetinin yanı sıra, koyu Kıbrıslılığıyla da, adeta halkın içinden bakış açıları ve yorumlarıyla herkesin kalbini kazanmışa benziyor…
Ayşe Öztabay’ın aday olma gibi bir fikri veya niyeti olup olmadığını henüz bilmiyorum. Kendisine ulaşmaya çalıştım ancak dün gece evine hırsız girdiği için böyle bir konu konuşma şansım olmadı.
TDP sol görüşlü halkın, memleket sorunlarından bıkıp usananların, okullarda çocuğuna hak ettiği eğitimi veremeyenlerin, hastanelerde hak ettiği sağlık hizmetini almayanların, okuyup mezun olan çocuklarını bir işe koyamayanların, barış ve anlaşma isteyenlerin, Ayşe Öztabay’ın olaylara yaklaşımlarını, cana yakın ve iç ısıtan Kıbrıs şivesini sevenlerin ilgi odağı olacağı kesin.
Ayşe Öztabay’ın, Mine Atlı’dan farklı olarak sempatikliği, sevecenliği, içtenliği, aşırı doğallığı ve yürekli ve cesur duruşu, harbiliği ile TDP’ye akın akın insan çekeceğinden şüphem yok.
TDP’yi ancak Ayşe Öztabay ayağa kaldırır ve yürütmek bir yana koşturur. Zira CTP, varoluş mücadelesi başlatsa da,” bu yolu birlikte yürüyeceğiz” dese de, halkın inancını ve güvenini yitirmiştir. Sendikaları yanına alsa da bu yolu yürüyecek halk bulamayacaktır. O nedenle TDP’yi koşturması naçizane görüşüm Öztabay ile mümkün.
Övünmek gibi olmasın da, siyasette öngörülerim, gözlemlerim ve tespitlerim genellikle iyidir derler…
Örneğin Yeniden Doğuş Partisi yeni kurulduğu zamanlarda, Doğuş Derya’ya belden aşağı sözlerle küfreden ve Meclis Genel Kurulu’nda bir top kağıt savuran Bertan Zaroğlu’nun YDP’den ayrıştırılması gerektiğini, onun yerine efendi ve kaliteli bir hukukçu olarak herkesin saygısını kazanmış Enver Öztürk’ün partinin ön saflarında değerlendirilmesi gerektiğini yazmıştım.
Bugün tam da bu dediklerim gerçek oldu… Ve YDP’nin ikinci adamı olan Enver Öztürk de, YDP Genel Başkanı Sayın Erhan Arıklı da o yazımı hatırlayacaklardır. Hatta o yazı üzerine Öztürk ile aramızda bir sohbet de gerçekleşmişti.
Yine bunun yanı sıra geçmişte, Demokrat Parti’yi aile şirketi gibi tutan Serdar Denktaş’ın artık partiden kopmasının zamanının geldiğini ve yerine efendiliği ve saygınlığıyla, pozitifliği ve birleştirici yapısıyla Fikri Ataoğlu’nun DP Genel Başkanı olarak getirilmesi gerektiğini, ancak bu olursa partinin büyüyebileceğini yazmıştım. Hatta bu yazım üzerine Fikri Ataoğlu arayıp bana teşekkür etmişti. Bugün görüyoruz ki parti büyüdü ve DP bir aile şirketi gibi anılmaktan kurtuldu.
