Tufan Erhürman, küfürlü ve hakaretvari ayrıca aşağılayıcı konuşmalarıyla halka kötü örnek oluyor. Dilini düzelmeli…
Gazeteci Rana Sarro’nun yazısı…
Meclis Genel Kurulu’nda Tufan Erhürman yine öfke kontrolü sorunları yaşadı ve Erhan Arıklı’ya “terbiyesizler” diye hakaret etti.
Meclis Başkan Vekili Fazilet Özdenefe de, Tufan Erhürman bağıra çağıra “terbiyesiz” derken, arkada gülüyor.
Onunla da yetinmedi ve UBP’lilere dönerek “Bu terbiyesizleri bizim başımıza siz bela ettiniz” dedi. Özdenefe, meclis Tüzüğü gereği uyarması gerekirken, gülümsüyor.
Tufan Erhürman’ın Meclis Genel Kurulu’nda öfke kontrolü problemleri olduğu aşikar, ki bu halka kötü bir örnektir.
Eğer öfke nöbetleri geçirmiyorsa da, bilerek ve isteyerek, dili pistir ve sürekli aşağılayıcı ve hakarete varan sözler sarf ediyor, ki bu da yine halka kötü örnek olmak demektir.
Tufan Erhürman’ın ayrıca Erhan Arıklı’ya özel bir kini, husumeti ve öfkesi olduğu da aşikardır. Türkiye kökenlilerden beklediği oylar nedeniyle Erhürman, yıllardan beridir, Erhan Arıklı’yı sürekli halkın gözünde itibarsızlaştırmaya ve küçük düşürmeye çaba sarf ediyor.
Herkesin de malumudur ki, o meclis kürsüleri bugüne kadar sayısız kez, “meclis kürsüsünden şov yapıyorsun” ithamlarına şahit oldu. Fakat hiçbirisi de Tufan Erhürman gibi kendini kaybedip sinir krizi geçirmedi. Türkiyeli antipatisini yanlışlıkla ağzından atmadı, Türkiyeli kökenlilere olan öfkesini de büyük bir gafla ortaya sermedi.
Nice UBP’liler, nice DP’liler, nice CTP’liler gördük biz, Meclis’te de telefonda ve yüzyüze de sorulan sorulara yanıt veremeyen! Bir tek Erhan Arıklı mı sorularına yanıt veremeyen?
Nice meclis salonunu bağıra çağıra terk edenler gördük biz bugüne kadar… İlk kez Erhan Arıklı mı, salonu terk eden?
Meclis kürsüsünde konuşana, defaatle şov yaptığı ithamlarında bulunuldu bugüne dek bir çok defa… Hiçbiri de öfke nöbetleri geçirmedi. Türkiyelilerin Meclise girmesine duyduğu öfkeyi, bir anda diline dökmedi.
Dikkat edin göreceksiniz ki bu gibi Türkiyelileri sevmeyenler, meclise giren YDP vekillerini hazmedemezler. Hiç hazmedemediler. Bunu kabullenemediler.
Halbuki önce insana saygınız olacak…
Nice Kıbrıslılar gördük biz, merhametsiz, vicdansız, acımasız, yalnız makamını ve cebini düşünen.
Nice Türkiyeli bakanlar da gördük, Dursun Oğuz gibi, Erhan Arıklı gibi, adam gibi adam. Sözünün eri ve merhamet timsali!
Paraya değil, insanlığa, mevkie değil, merhamete önem veren…
O nedenle, Tufan Erhürman’ın başbakan iken fakir halkı açlık sınırına daha da düşürmek için ve süpermarketlere şirin görünmek için, “askeri kantinlerin sivillere kapatılması girişimini de unutmuş değiliz.
Kendisi halka yaptığı basın açıklamalarıyla, bu konuda askerle görüşmediğini inkar edip iddiaları yalanlarken; gazeteci olarak telefoniyen arayıp soru yönelttiğim Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami, ağzından atmış ve “Evet bu konuda Tufan Erhürman Kolordu Komutanıyla görüştü, sivillere kapatılmasını bekliyoruz” demişti. Haberi yayınladığımda ise, ortalık kalkıp oturmuştu. Özdil Nami, istemeden ağzından attığı bu gizli bilgi nedeniyle gece vakitlerine kadar, defalarca beni aramış, sert konuşmalarla yayındaki haberimi kaldırtmak istemişti. Birçok CTP’li de o haberi ortadan kaldırmamız için seferber olmuştu. Bunlar halen hafızalardayken, dürüstlük timsali Erhürman’ın kimseyi hor görme, aşağı görme, aşağı gösterme gibi bir hakkı yoktur.
Ayrıca yine Erhürman’ın öfke nöbeti geçirdiği mevzu, ithamlarına ve suçlamalarına Arıklı’nın yanıt vermemesi oldu. Peki, kendi başbakanlığı döneminde bakanlar kurulu sonrası açıklama yapmayıp, basın sorusu kabul etmeyen, tüm eleştirilere ve sosyal medyada veryansınlara aldırış etmeden “sin da gulle geçsin” diyen kendi hükümet dönemleri ne çabuk unutuldu?
Nice usulsüz olaylar gördük Kudret Özersay’ın 4’lü hükümeti bozmasıyla göz yumduklarını öğrendiğimiz ve halkın ve muhalefetin açıklama taleplerini “görmez duymaz konuşmaz” 3 maymunu oynadıkları…!
Ama hangi dönemde ve hangi bakan hakkında, canlı yayında bu sözleri sarf edebildi, sarfedebildiler veya sarf edebildik acaba bugüne dek?
Tufan Erhürnam, bir vekili, bir bakanı devamlı surette bu denli hor görme, itibarsızlaştırma ve küçük düşürme, hatta halkın gözünde kötü göstermek için devamlı olarak, öfkelendirmek için tahrik etme çabalarını eminim ki herkes fark edebiliyordur.
Erhürman bu hakkı kendinde nasıl buluyor?
Bir siyasiyi, bir vekil ve bir bakanı, halka devamlı surette hedef gösterme, halkın küfretmesini sağlama, itibar zedeleme ile ithalei lisan suçlarını işlediğinin, bir hukukçu olarak acaba farkında değil mi?
Sürekli ve tekrarlayan bir şekilde şahsi yönden saldırma ve bir devlet yetkilisini küçük düşürme halleri ile zem ve kadih suçu işlediğininin bir hukukçu olarak gerçekten farkında değilse o zaman sıkıntı var. Farkında ise daha da büyük sıkıntı var.
Bize de gazeteci olarak yanıt vermeyen nice siyasiler vardı, üstüne bir de sorularımızla dalga geçip geçiştirenler olurdu ama bugünkü bazı çakma basın gibi biz de küçük düşürücü sözler sarf etmez veya “terbiyesizler” demezdik!
Kendilerine, siyasilere, bakanlara, yetkililera halkı sövdürmezdik, fakat Erhürman devamlı mecliste kendisini bir büyük görme, ego tavan hallerinde. Bu büyüklük kompleksi de hiç normal değildir.
Erhürman’ın Erhan Arıklı’ya kancayı takması ve devamlı bir şahsi olarak küçük düşürme tavrı içerisinde olması, hem hukuken suç teşkil ediyor. Aleyhinde ceza davası da hukuk davası da açılabilir.
Kaldı ki etik olarak da, halka terbiyesiyle örnek olması gerekir. Saldırgan çocuklar gibi sürekli meclis kürsüsünden bağırıp çağırıp hakaretler etmesi ne kadar iyi bir örnek olabilir ki…
Erhürman, bakanı, bir vekili küçük düşürüp, aşağılarsa, yoldan geçenlerin haberci olduğu günümüzde, siyasilere saydırmaları, sövüp saymalarının nasıl önüne geçeceğiz?
Sen iddialarını söyler, verilerini açıklar, halka bilgilerini verirsin ve efendiliğinle geçip meclisteki yerine oturursun!
Kimseye hakaret etme, sövüp sayma, küçük düşürme hakkın yoktur. Zira bir dövmediğin kaldı, sorularına yanıt vermedi diye.
Erhürman’ın Meclis’teki avazı çıktığınca bağırmalarını da kontrol altına alması gerekiyor.
Sonra sosyal medya fenomenleri de telefon kamerasını açıp açıp bağırıp bağırıp gazetecilik yaptıklarını sanırlar, sizlere durup durup küfür ederler, halkın gözünde itibarsızlaştırırlar vs. ve bu ülkede bu şekilde seviyesizlik sürer ve gider!
Biz zamanında haberlerimizi yaparken, sizler yanıt vermezdiniz, sosyal medyada veryansın eden halkın sorunlarına tek kelime dahi yorum getirmezdiniz, halka yalan bilgiler açıkladınız diye, hükümete yönelik halkın eleştirileri üzerine açıklama yapmazdınız diye sizi hiç itibarsızlaştırdık mı? Veya muhalefet size ayni itibarsızlaştırma muameleleri yapsa doğru olur muydu?
