Rana Sarro yazdı….

Hemşireler eğer ki hayat kurtarma veya bir hata sonucu hayatın sonlandırılması gibi hayati bir iş yapıyorsa, uykusuz kalma lüksü yoktur.

Sağlık alanı uykusuzluk  dalgınlık kaldırır mı?

Hayat kurtarılan bir alanda 24 saatten sonra uyumamak ve işe devam etmek normal mi?

Sağlık alanında görev yapanların ek mesaiyle saatlerce günlerce uyumadan çalışması insan hayatı üzerinden risk almak demektir.

Siz ek maaşlar alasınız diye kimsenin hayatı üzerine risk almaya hakkınız yoktur.

Siz normalleştirdiniz ama bu normal değil!

Hemşireler Birliği Başkanı ile konuşup düşüncemi yüzüne de söyledim… “Para için hemşireler ek mesai yapmaktan memnun gibi” dedim. “Ben öyle düşünmüyorum, istisnalar kaideyi bozmaz…” dedi.

Ek mesai yapmama konusunda yeterince itirazda bulunulmadığı ve diretilmediğini düşünürüm.

Sağlık Bakanı’na diyecek sözüm dahi yok!

Yenidoğan Ünitesi’ndeki bebek ölümü skandalından sonra halen hemşireleri ek mesai çalıştırmaya devam ediyor ya, hiçbir şey demeye lüzum yok. Zaten çoktan istifa etmesi gerektiğini defalarca dile getirdik.

Fakat ben birlik başkanı değilim, sözcünüz de değilim, gazeteciyim, o nedenle kusura bakmayacaksınız.

Devlet hastanelerinde sabah saatlerinde dinlenmiş, dinç ve dinamik hemşireler görmek gerekirken, çoğu zaman yorgunluktan bitap düşmüş, uykusuz, perişan halde hemşirelerin servis koridorlarında gidip geldiğini görürüz.

Haliyle basına yansıyan ölüm vakaları ve yansımayıp gizli kalan ölüm vakalarında, hemşirelerin yanlış tedavi uyguladığından şüphe edilir.

Kamuoyuna yansıyanları hasta yakınları yansıtır. Gizli kalanlar ve üstü örtülenler olduğundan da şüphe yok.

Ölüm nedeninin adı kalp krizi, emboli atması, beyin kanaması vs vs konuyor.

Hemşire veya doktorların hatası olarak hiçbir zaman açıklanmıyor.

Buna rağmen halen bazı hemşireler, ek mesai yapmaya devam ediyor.

Sağlık Bakanlığı’na istihdam yapılması yönünde sağlık sendikaları ve birliklerinin yeterince baskı yapmadığı inancındayım.

Çünkü bazı hemşireler hallerinden memnun gibi…

Uykusuz halde tedavi uygulamaya gayret ediyorlar çünkü aylık maaşına ek olarak birkaç maaş da ek mesaiden geliyor.

‘Yeni bir hemşire alınıp ona maaş ödeneceğine hepsini ben kazanayım’ mentalitesiyle, ‘arada yorgunluğumdan dalgınlığımdan ölen olursa da olsun’ mentalitesiyle yıllardan beridir hareket edildiğini iddia ederim.

Kimse kusura bakmasın!

O nedenle halk olarak bu gidişata dur dememiz ve tepki koymamız gerekiyor.

Dolayısıyla devlet hastanelerinde, dalgın ve yorgun halde gördüğümüz bir hemşirenin bize tedavi uygulamasına izin vermemeliyiz.

Hastamıza dokunmasına da izin vermemeli, itiraz etmeli, dinlenmiş hemşireler talep etmeliyiz.

Zira sessiz kalırsak, bu çarkı bu şekilde döndürmeye devam edecekler.

Bundan böyle hemşirelere tepkimizi biz kendimiz koymaya başlamalıyız.
Onlar ek mesai yapıp iki üç maaş alacaklar diye bizim hayatımızı riske atmalarına seyirci kalmaya devam edemeyiz.

Biz gazeteciler alkışladık utanmadılar, yücelttik yüzleri kızarmadı, övdük vicdan yapmadılar…

Bu çark bu şekilde dönmemeli!

Çünkü o hemşireler robot değildir, insandırlar ve uykusuzluğa bir şekilde dayanabilirler ama bizim veya hasta yakınlarımızın hayatımızla adeta oynuyorlar.

Uykusuzken, yorgunken hata yapabilir, yanlış iğne salabilir ve ölüme neden olabilirler.

Gördük işte Yenidoğan ünitesinde yanlışlıkla su yerine alkol verildi solunum cihazı da arızalıydı, bebek öldü.
Acil Durum Hastanesi’nde yanlışlıkla başkasının antibiyotiği salınmış, kadının antibiyotik allerjisi yaşadığı şüphe edilir, solunum cihazı da ilk etapta bulunamadı, halbuki öyle bir hastanın olduğu bir serviste hemşire uyanık olmalı, olasılığı değerlendirmeli, solunum cihazını elinin altında hazır bulundurmalıydı.

Her ikisinde de aile farketmese, ani ve gayri tabii ölüm diye kayıtlara geçecek.

Ve halen Sağlık Bakanı da başarılı olduğunu anlatıyor.
Hemşireler de, çift maaş almak için bu sistemsizlikte ek mesai yapmayı uykusuz, yorgun halde tedavi uygulamayı kabul ediyor.

Onlar tepki koymuyorsa, halk tepki koyarak, hemşire istihdamına zorlayabilir.
Ben şahsen bana uykusuz, dalgada bir hemşirenin serum takmasını, iğne salmasını istemem ve kabul etmem.